Underworld Football Manager hakkında bir inceleme yazısı. Resimler internetten yazılımcı firmanın izniyle alınmıştır.
Championship Manager (CM), ilk çıktığında ilkokul sıralarındaydım. O zamandan beri çıkan bütün futbol menajerlik oyunlarını dört gözle bekleyip çıktığı ilk aylardan itibaren yenisi gelene kadar saatlerimi harcardım. Özellikle Football Manager (FM) ile bambaşka bir boyut kazanan bu menajerlik oyunları benim öğrencilik yıllarımı tek kelimeyle esir aldı. Nice finalleri bir sezon daha bitireyim diye bütünlemeye bırakmışlığım vardır.
Geçen yıllar ve artan sorumluluklara iş hayatı da dahil olunca, benim için efsanelerle dolu bir dönem de mecburen kapanmış oluyordu. PC oyunlarının iş ortamında ve günlük koşuşturmada yer edinmesi zorlaştıkça ben de diğer oyun severler gibi odağımı daha esnek oyun platformlarına yönlendirmeye başladım: Mobil oyunlar.
Her ne kadar mobil oyun geçmişinin çok yeni olması, yenilikçi oyunlarının kısıtlı sayıda olması ve oyun sırasında gözümüze sokulan reklamlar benim gibi pek çok kişiyi irrite ediyor olsa da her geçen gün daha da iyiye gittiğini kabul etmek lazım. Hadi oyun incelememize başlayalım.
Menajerlik Oyunlarında Bir Oyun
Hayatım boyunca bir şeyleri yönetmek yapmaktan daha eğlenceli olmuştur benim için. O yüzden çıkan her menajerlik oyunu, piyasadaki her bir Tycoon oyununu denemişimdir. Ama bütün bu menajerlik oyunları arasında futbol menajerliğinin yeri benim için hep bambaşka olmuştur.
CM ve FM serilerinin getirdiği yüksek standartlardan kaynaklansa gerek futbol menajerlik oyunlarındaki her bir futbolcuyla gönül bağı kuran tek kişinin ben olmadığını düşünüyorum. Kişiyi günlerce depresyona sokan futbolcu sakatlıklarını çevreye anlatmanın ne kadar zor olduğunu hepiniz biliyorsunuzdur. Ya da muhteşem bir transferin altına imza atmış olmanın verdiği o inanılmaz coşkuyu…
Bu hislere olan özlemim ve yaşamın zorlaması beni mobil oyunlarına itti ve Google Play’de o klasik aramayı yaptım: “Football Manager”. Karşıma çıkan oyunları tek tek denediğimde içimdeki o buruk hissin gittikçe büyüdüğünü itiraf etmeliyim. İşte böyle bir arama sırasında karşılaştım Underworld Football Manager (UWF)’e.
Aksakallı Mafya
UWF sizi klasik bir logo, takım adı ayarları dışında Mentor seçimiyle karşılıyor. Bu haliyle oyun size daha baştan klasik bir menajerlik oyunundan farklı olacağına dair bir göz kırpıyor. Burada kendine özgü avantajları olan birbirinden farklı 4 mentor arasından seçiminizi yapıyorsunuz. Bir bakıma aslında bu sizin oyun tarzınızı belirlemede de yardımcı oluyor. İsterseniz agresif ve kirli bir oyun tarzı seçerek maçı saha dışında kazanmayı hedefleyebiliyorsunuz; isterseniz eğitim ve antrenmanları ön planda tutarak daha kaliteli bir takım kurabiliyorsunuz; isterseniz de cazibenizi kullanarak daha iyi oyuncuları renklerinize bağlıyorsunuz. Seçim tamamen size ait! Mentorlar ise oyun boyunca tarzınıza destek olmaya devam ediyorlar. Kısa bir ‘Tutorial’dan sonra oyuna hazır hale geliyorsunuz.
Oyunda ana ekranınız bir şehir haritası (daha doğru ifadeyle bir futbol kampüsü) burada her biri kendine özgü faaliyeti olan pek çok bina bulunuyor. Başlangıçta az sayıda olan tesislerinize, seviyenizi geliştirdikçe yenileri ekleniyor. Yaklaşık 16./17. seviyeye geldiğinizde bütün tesislerinizi açmış oluyorsunuz.
Mentorlarınızın verdiği bonus özellikler ise oyununuzda etkili oluyor. Diyelim ki mentor olarak Ünlü’yü seçtiniz, o zaman alt yapı tesislerinizde gözlemcilerinizin bulduğu oyuncular daha gelişmiş oluyor. Pro Oyuncu mentorunuz sayesinde oyuncularınız level atladıkça yetenekleri diğerlerine göre daha fazla gelişiyor. Mafya Babasını mentor olarak seçtiğinizde başka takımın oyuncularını sakatlama şansınız daha da artarken Şeyh rüşvet verme kabiliyetinizi etkiliyor.
Maç, Maç İlle de Maç
UWF size 3 tesis üzerinden maç yapma şansı veriyor: Lig, Turnuva Alanı ve Futbol Tesisleri. Lig tesisi 9. seviyede açılıyor ve burada rutin lig maçları yapılıyor. Burada siz dahil 30 takımdan oluşan bir lig kuruluyor. Lig birinci ve ikincisi bir üst lige geçmeye hak kazanırken ligde sonuncu olan takımlar bir alt lige düşüyor. Her 7 saatte bir takımınız yeni bir lig maçına otomatik olarak katılıyor. Size ise takımınızın sakatlık ve rüşvet durumunu takip etmeniz ve antrenmanla formda tutmanız kalıyor. Her ligin sonunda sıralamanıza göre tecrübe, bütçe puanı, para ve ekipman kazanıyorsunuz.
Turnuva alanında ise tesis ve menajerlik seviyenize göre turnuvalara katılıyorsunuz. Ortalama her bir turnuva 7 takımdan oluşuyor. Burada gerçek oyuncular ve yapay zekalar olabiliyor. Her seferinde tek bir, günde en fazla iki turnuvaya katılabiliyorsunuz. Yine turnuva sıralamanıza göre değişik ödüller kazanabiliyorsunuz.
Futbol tesislerinde ise gösteri maçları yaparak para ve tecrübe kazanabiliyorsunuz. Yaptığınız her maç hem size hem de maça katılan oyuncularınıza tecrübe kazandırıyor. Futbolcularınız yeterince tecrübe kazandığında ise seviye atlayabiliyorlar. Futbol tesislerinde istediğiniz seviyede oyuncu ve yapay zeka ile maç yapabiliyorsunuz. Ağır bir mağlubiyet sonrası ise düşük seviye bir takıma attığın 11 golle kendinizi teselli edebiliyorsunuz.
Yapacağınız maçlardan önce stadyumda oyuncuların dizilim, taktik ve oyun stilini belirleyebiliyorsunuz. Özellikle kritik maçlardan önce daha güvenli bir stilde oynayarak takımınızda sakatlık ihtimalinizi azaltmanızı ve önemli maçlarda daha riskli oynamanızı tavsiye ederim. Ayrıca oyuncularınızın ‘Form’ yeteneğini geliştirerek sakatlık ihtimalini ve dolayısıyla depresyona girme ihtimalinizi azaltabilirsiniz.
Ben Futbolcunun Teknik ve Mental Olanını Severim
Oyunda futbolcularınızın yetenekleri teknik ve mental olarak iki ana grupta inceleniyor. Teknik özellikleri paslaşma, bitiricilik, kalecilik gibi yeteneklerinden oluşurken mental özellikleri mizaç, yetenek, liderlik, form gibi FM’den aşina olduğumuz özelliklerden oluşuyor. Futbolcularınızın ‘yetenek’ dışındaki bütün özelliklerini geliştirebiliyorsunuz. Bu yüzden yetenek puanı yüksek oyunculardan oluşan bir takım kurmak çok önemli. Özellikle yeteneği yüksek olan oyuncular diğerlerine göre daha fazla tecrübe kazanıyor ve daha hızlı gelişiyor.
Oyunda sakatlık, rüşvet ve Spor Okulunda eğitim gibi özellikler nedeniyle oyuncularınız her zaman müsait olamayabiliyor. O yüzden her pozisyon için en az 3 oyuncu bulundurmanızı özellikle tavsiye ediyorum. Oyuncular kabiliyetlerine göre kahverengi, bronz, gümüş ve altın gibi kategorilere ayrılmış oluyorlar. Oyuna başlarken kahverengi kategoride oyuncularınızın olmasına moraliniz bozulmasın. Özellikle oyuncularınızın mental özellikleri geliştikçe bir üst kategoriye geçiyorlar. Bu da rakiplerinizin gözünü korkutmada çok etkili oluyor.
UWF size oyuncu bulabilmeniz için şehrinizde iki tesis sağlıyor. Birincisi Altyapı tesisi, ikincisi ise Yetenek ajansı. Altyapı tesisinde belli kategorilerde gözlemci tutup size 5 tane oyuncu bulmasını sağlıyorsunuz. Üniversitedeki ‘Yetenek Avcısı’ özelliğini geliştirdikçe daha kaliteli gözlemcilerle çalışma şansı buluyorsunuz. Ayrıca tesis seviyesini geliştirdikçe daha yüksek leveldeki oyuncuları bulabiliyorsunuz.
Yetenek Ajansı ise futbol oyunları adına gördüğüm en yenilikçi yaklaşımlardan biri. Burada oyun size yüksek kategorilerde (gümüş ve altın) oyuncu sunuyor. Siz ise bu oyuncular için bir açık arttırmaya katılıyorsunuz. Gerçek oyuncularla kapıştığınız bu açık arttırma benim en eğlenceli bulduğum yerlerden biri. En yüksek teklifi veren oyuncu şehrine tap taze bir kanla dönerken geri kalan herkes hayıfla yeni acıka arttırmalara katılmaya devam ediyor. Bir oyuncuyu takımınıza katabilmek için yeterli miktarda teklif jetonu, para ve bütçe puanına sahip olmanız gerekiyor. Teklif jetonu Yetenek ajansı tarafından size belirli sürelerde bir sağlanırken gerçek para(altın) ile de alınabiliyor. Her teklifte geri dönüşsüz olarak bir jeton harcıyorsunuz. Benim size tavsiyem özellikle 150 teklif jetonunuz olmadan açık arttırmaya girmemenizden yanadır. Çünkü özellikle Çinli oyuncular açık arttırmada çok hırslı olabiliyorlar. 126. turda oyuncuyu kaybettiğimi bilirim. (Teklif jetonum bitmişti ve 30 saniye içerisinde parayla satın alamadım.)
Para ise oyunda finans merkezinden düzenli toplanabiliyor ya da maç ve görevler ile kazanabiliyorsunuz. Özellikle gerçek para ile satın aldığınız altınları paraya dönüştürerek acil para ihtiyacınızı karşılayabiliyorsunuz ama bunu ancak zor durumda kaldığınızda ve stratejik davranmanız gerektiğinde yapmanızı tavsiye ederim. Bütçe puanına ise yazımın ilerleyen kısımlarında değineceğim.
Kapıya Sert Bir Tekme Attım ve Haddini Bil Derken…
Gelelim UWF’in en can alıcı noktasına… UWF’i diğer menajerlik oyunlarından ayıran en önemli özelliği futbolun sadece futbol olmadığını size sonuna kadar hissettirmesi. Takımınızı istediğiniz kadar geliştirseniz bile her zaman sizden daha güçlü bir oyuncu ile karşılaşacaksınız. Özellikle lig ve turnuvalarda ani bir saldırıyla en iyi oyuncularınızın saf dışı bırakılması ya da sizin ruhunuz bile duymazken forvetinizin aldığı bir rüşvetle kendi kalesini gol manyağı yapması işten bile değil.
Villamın açılmasından sonra fark ettiğim şey de bunun bir yansıması olmuştu. Oyunun tüm dünyada birincisi 194 level iken oyunun en yüksek levelindeki adam (253) sıralamada altıncıydı. Hatta lig başarılarına baktığımda bu adam son iki liginde 3. sıralardaydı. Oyundaki levelinizin hiçbir zaman başarınızı garantilemediği gerçeğini bu sırada fark ettim. Sonrasında açık arttırmada 100 tur kapıştığım bir Çinli ile de tekrardan acı bir şekilde tecrübe ettim. Kendisi açık arttırmayı kaybedince hırsla 4 gün 4 gece boyunca tüm gücüyle bina ve oyuncularıma saldırdı. Buradaki en büyük hatam ona açık arttırma sonrası arkadaşlık teklifi yapmış olmamdı. (Kısacası, Aman diyeyim!!) En son dayanamayınca arkadaş listemdekilerden yardım alarak geri misilleme yaptık. Yaklaşık 1 haftalık yoğun saldırılarının sonunda kendisi oyundan ebediyete kadar defolup gitti. O zamanlar ben 46. seviyede sevgili arkadaşımız ise 101. seviyedeydi.
Oyunda rüşvet mekanizması da ayrıca önemli bir nokta. Futbolcunuzun sadakati ve üniversitedeki ‘Lider’ yeteneğiniz ile rüşvetlere karşı kendinizi koruyabiliyorsunuz. Ayrıca ‘Komplocu’ yeteneğinizle daha kolay rüşvet verebiliyorsunuz. Mentor seçiminiz başarınızı etkiliyor. Başarısız bir rüşvetten haberiniz olurken rüşvet alan oyuncularınızı fark edemeyebiliyorsunuz. O yüzden mümkün mertebe oyuncularınızın sadakatini yüksek tutun!
Er kişi Arkadaşı Kadar Güçlüdür!
UWF asla tek başınıza, asosyal bir şekilde oynayacağınız bir oyun değil. Yukarıda anlattığım örnek de bunun birebir kanıtıdır. Oyun tanıtımlarında da dediği gibi en büyük kodamanı bile arkadaşlarınızın desteği ile devirebilirsiniz.
Oyun sizin en fazla 30 arkadaş edinmenize izin veriyor ki bu gayet yeterli bir sayı. Günlük olarak arkadaşlarınıza hediye göndermenizi de günlük görevler ile teşvik ediyor. Bu hediyeler para, tecrübe veya ekipman olabiliyor. Benim tercihim ekipmandan yana çünkü size gelen ekipmanlar arasından rüşvetler de olabiliyor ki bir tanesini sattığınızda 90.000 gibi yüksek bir para kazanmanıza vesile oluyor bu. Ayrıca İngilizce seviyenize göre arkadaşlarınızla kalıcı dostluklar kurabiliyor, sadakat görevleri gibi görevlerde destek isteyebiliyorsunuz. Size saldıranlara karşı ise arkadaşlarınız gayet caydırıcı bir güç olabiliyor. Saldırılara karşı üniversitede ilgili defans yeteneği gibi yeteneklerinizi geliştirebilirsiniz. Bununla birlikte karakol ile birlikte polis kuvvetlerinizi güçlendirip stadyum, lig, antrenman tesislerinizi daha iyi koruyabilirsiniz.
Ne Kadar Ekmek O Kadar Köfte
Oyun içerisinde faaliyetlerinizi sınırlayan para, altın, yetenek puanı, maç bileti, teklif jetonu, bütçe puanı gibi değişik etmenler mevcut. Bunlardan para ve altın her oyunda rutin olduğu için geçiyorum. Yetenek puanı üniversitedeki ‘Akademisyen’ yeteneğinize göre siz seviye atladıkça geliyor ve siz bunu üniversitedeki diğer yeteneklerinizi geliştirmede kullanıyorsunuz.
Teklif jetonu ve maç biletini ise belli periyotlarda oyun size veriyor ve size bunu toplamak kalıyor. Bunun dışında daha fazla jeton ve bilet kazanmak için reklam videoları izleyebiliyorsunuz. Ayrıca gerçek para ile aldığınız altını burada harcayabiliyorsunuz.
Altın oyun içinde pek çok işe yararken özellikle bütçe puanı diye ifade edilen forumlarda “yeşil peynir” diye tartışılan şeye asla ama asla çevrilemiyor. İşte bu UWF’i diğer mobil menajerlik oyunlarından ayıran belki en büyük özelliği. Oyunda başarılı olmanız için size para asla tek başına yeterli olmuyor ve emek vermeniz gerekiyor. Hatta yeterince emek vererek parayla başarılı olmaya çalışan oyunculara karşı da üstünlük kurabiliyorsunuz. Temel olarak yeşil peyniri seviye atladıkça, görev tamamladıkça, başarı (Hedef- Achievement) kazandıkça lig ve turnuvalarda kazanıyorsunuz. Ayrıca günlük giriş yaptıkça oyun size bütçe puanı hediye edebiliyor. Bütçe Puanı ise bina ve oyuncularda kullanılıyor. Her bina geliştirmede, oyuncu satın almada ya da oyuncu geliştirmede bütçe puanı harcamanızı istiyor UWF. Oyuncunuzu serbest bıraktığınızda ise hiçbir şey kaybetmeden bütün bütçe puanınızı geri alıyorsunuz. Bütçe puanı kısaca hiçbir şekilde azalmıyor.
Oyun ilk piyasaya sürüldüğünde bütçe puanı kısıtlı olduğundan dolayı pek çok oyuncu zor günler geçiriyordu. Geçtiğimiz aylarda Stanga Games bu şikayetleri göz önüne alarak bütçe puanında iyileştirmeye gittiler ve şu anda çok daha iyi durumda. Bununla birlikte yine de para vererek oynayan ve parasız oynayan oyuncular arasında uçurum oluşturmamak için bütçe puanı kısıtlı olmaya devam ediyor.
Ah Yine Şu Lanet Olası Görevler
Oyunda emek vermekten kasıtım ise günlük görevleri ve oyun içi görevleri tamamlamanız. Oyunda iki farklı görev sistemi bulunuyor. Bunlardan günlük görev her sabah 9 gibi başlayarak 24 saat içerisinde tamamlamanız gerek görevlerden oluşurken ortalama 20 dakika da bir oyun size düzenli olarak görev vermeye devam ediyor. Bunun en güzel yanı görevlerinizi tamamlarken günlük görevleri de tamamlayabiliyor oluşunuz. Bu şekilde oyuncularınızın yeteneklerini geliştirebiliyor; para, bütçe ve tecrübe kazanabiliyorsunuz. Özellikle 50. seviyeden sonra görevler kendini tekrar etmeye başlıyor olsa bile Stanga Games görev portföyünü geliştirmeye ve yeni görevler eklemeye devam ediyor.
Oyunun Türkçe desteğinin olması ve Stanga Games’in bünyesinde Türk geliştiricilerin olması ise oyuna büyük bir artı katıyor. Türk teknik destek ekibiyle birlikte hem Google Play’de hem de e-mail olarak yapılan başvurulara ortalama 2 ile 4 gün içerisinde çözüm üreterek geri dönüş yapabiliyor ki bu benim gibi oyun severler için çölde bir vaha kıymetinde. Oyunun çevrim içi olması ve her geçen gün daha da geliştirilmesi ise ayrı bir tat katıyor. Yaklaşık 6 aylık oyun maceramda 3 defa güncelleme yapılması ise Stanga Games’in oyunu geliştirmeye ne kadar odaklandığı hakkında güzel bir fikir veriyor.
Son Söz
UWF’in mobil futbol menajerlik oyunlarına yeni bir nefes getirdiği apaçık ortada. Maç içi taktik ve oyuncu değişikliğinin olmaması, görsel olarak geliştirilmeye ihtiyaç duyması ve oyuncular arasında transferin olmaması bir yana getirdiği yenilikler ve Türkçe desteği ile kesinlikle denenmesi gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum. Gelecek günlerde yapılacak güncellemeler ile Stanga Games’in bu sorunlara da çözüm bulacağını umarak sizi oyunla baş başa bırakıyorum.
Chasing medicine, games and life it self, he who, thinks frequently, writes sometimes but dreams a lot. Determined to exercise one day so he can still play games when he is 75.
View more posts